DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün Fox TV’de katıldığı Çalar Saat adlı programda savunma sanayinde yapılanları eleştirdi.
Babacan, konuyla ilgili Baykar’ı hedef aldı ve “Devletin bütün imkanları tek bir şirkete devrediliyor.”dedim.
Babacan’ın sözlerini Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar yanıtladı.
Habertürk ekranlarında Kübra Par’ın konuğu Haluk Bayraktar, Babacan’ın açıklamalarına tepki gösterdi.
Bayraktar, verdikleri emekle bulundukları konuma geldiklerini, yıllarını Cudi ve Gabar’da geçirdiklerini söyledi.
Ardından Par’dan Bayraktar’a “Kardeşin tımarlandıktan sonra sen aklandın mı?”soru yöneltildi.
“En büyük iftiralardan biri”
2016 yılında kardeşinin damat olduğunu söyleyen Bayraktar, “Bu en büyük iftiralardan biridir. 2016 yılında Selçuk Bayraktar damat oldu. 2016 yılında Bayraktar TB2’yi geliştirip Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim eden bir firmayız.”dedim.
Son olarak Bayraktar, “Bize iftira atan kişi bir gün kapımızı çalıp sormadı, ne kadar nakdi yardım aldık? Bu iftiraları beklemiyorduk.”Terimleri de kullandı.
“Kamu bankalarından ne kredi aldık ne de nakit hibe kullandık”
Haluk Bayraktar’ın Habertürk yayınında konuyla ilgili yaptığı açıklamalar şöyle:
“Selçuk Bey 2016’da damat oldu. 2016’da Bayraktar TB-2’yi teslim eden bir firmaydık aslında. Devlet bankalarından hiç kredi kullanmadık. İş yaptığımız devlet kurumlarından en ufak bir Ar-Ge desteği almadık. Aldık. nakit hibe kullanmayın. 2022’de Baykar’ın imzaladığı sözleşmelerin yüzde 93’ü ihracattan. Baykar’ın varlığı rekabetçi. Türkiye, İsrail’den HERON alıyordu. Silahlı bile değil. Baykar’ın varlığı, maliyet etkinlik ve rekabet getiriyor.
“Fuar yaptık, İngiliz Savunma Bakanı geldi”
Gelelim iddialara. Önce konuşmacı soruyor, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan kaybederse bu işler tıkanır’ diye bir ibare var. Beyefendi 8 yıldır MGK üyesi olduğunu söylüyor. ‘Bu ülkede bütün dünyanın konuştuğu Bayraktar TB2 nedir?’ söylemez mi? Bir fuar yaptık, İngiliz Savunma Bakanı geldi. Bayraktar, SİHA’ların ezber bozduğunu söyledi. Malezya Devlet Başkanı Bulgaristan fabrikamıza geldi.
“Bankalar Bayraktar TB2’nin sözleşme imzalaması için bize teminat mektubu vermedi”
2012’de Sayın Kılıçdaroğlu geldi. Ama maalesef CHP grup başkan yardımcısı dünyanın en büyük festivalini ‘Damadın TEKNOFEST’i diye itibarsızlaştırmaya çalıştı. ‘İstikbal göklerdedir’ diyen Önder Atatürk’ün kurduğu parti CHP’dir. Bayraktar TB2 sözleşmeyi imzalarken bankalar bize teminat mektubu vermediler. Küçük kardeş, İş Bankası Genel Müdürü’ne mektup yazdı. Yetkililer geldi ‘CV’lerinize bakıyoruz’ dediler. O da ‘size bu özgeçmişlerin üzerine teminat mektubu veriyoruz’ dedi.
“Baykar’ın varlığı rekabettir”
‘Rekabet yok, şımarık’ iftiralarıyla sesinizi çıkaracaksınız, biz cevap verince siyasi bir yapı haline geleceğiz. Böyle bir şey olur mu? Tekel yaratmak diye bir şey var mı? Baykar’ın varlığı rekabettir. Devletin bu projelere destek vermesi doğal ama biz Baykar olarak kendi yağımızda kavruluyoruz. Hiç kredi kullanmadık, bunu tercih ettik. TAI Anka 2004 yılından beri desteklenen ve onlarca kez satın alınan bir projedir.
Dünyada hiç duydunuz mu? Bir firma devletten destek almadan jet motorlu savaş uçağı üretiyor. Devlete yük olmak istemiyoruz, almıyoruz. Bu normal almaktır. Ama hiçbir şey almadığımız halde bu iftiralara maruz kalırsak…
“Bir gün bile kapımızı çalmadı, böyle iftiralarla karşılaşmayı beklemiyorduk”
Baykar, 3.500 kişilik bir ekip, her kesimden insanın çalıştığı bir yer. Liyakate dayalı… Çünkü biz uçak yapıyoruz. Kimse bu kişiye ‘torpido ile girdi’ diyemez. Bir ülkenin geleceğine talipsin, belgen var mı? Şimdiye kadar elimizde ne var? Bize iftira atan kişi 8 yıldır MGK üyesi, 11 yıl ekonomi bakanlığı yaptı. Bir gün kapımızı çaldı ve sormadı. Duyarsız olabilir. Ama böyle iftiralarla karşılaşmayı beklemiyorduk.
“Başkan yardımcısı belge yayınlıyor, belgeyi okuyamıyor”
Türkiye’nin en çok kat kat ihracat yapan firmaya ‘rekabetten yoksundur, kayırılır’ dememesi gerektiğini bilmiyor mu? Bayraktar TB2 son yıllarda dış politikanın en değerli kaldıraçlarından biri değil mi? Bu kazanımlardan biri dile getirilemez mi? Kızıl elma uçtu tebrik değil mi? Onlarca ülkenin büyükelçileri bizi arayıp tebrik etmiyor. Genel başkan yardımcısı bir belge yayınlıyor, belgeyi okuyamıyor. Bir ülkenin geleceğine talip oluyorsunuz, bir belge sunmanız gerekiyor.
“Maalesef asker kılığına girmiş kişi benim esas duruşa geçmemi istedi”
Sinop’ta DEMO astsubay olarak tutulurken askerdeydim, askerden izin aldım ve DEMO’ya gittik. İkinci uçakla uçuş yaptık. Belli bir süresi var, size iki uçağa hak veriyor. Belli bir zaman diliminde o kriterleri göstereceksin. Uçağa bindik ve 19 bin feet yüksekliğe çıktık. Cuma günü 10 saat uçmamız gerekiyor. 3 Ekim Cuma. Şirketin genel müdürü olarak 3 gün oradayım. Son uçuş devam ediyor. Uçak saat 2’de kalktı. Uçak sabah 10’da indi. Bir kayıt tutulacaktır. O heyetin gözlemcisi ya da mensubu olmayın, dışarıdan askeri üniformalı bir kişi “Bu uçağın otomatik olarak indiğine inanmıyorum” dedi. ‘Rapor yazılmayacak.’ dedim. O sırada ben bunları anlatmaya çalışırken birden bana ‘çavuş’ dedi. Şirketin genel müdürü olarak 3 gündür oradayım. ‘Çavuş, ana pozisyonu al’ dedi bana.
“Tutuklanmam için Ankara’yı aradılar”
Asker kılığında o asker maalesef benden temel duruşu istedi. Arkamdan ‘utanç verici’ diye bağırdı. Cevabı da verdim. Beni tutuklatmak için Ankara savcılığını aradılar. Karşılaştığınız duruma bakın. Bu bir karmaşa. Tutuklanmam için savcılığa çağrıldı. Allah’a şükür savcı ‘Herkesin ifadesini alın tutuklamayın’ dedi. Bize bunu yapan kişi heyet içinde değil.
“Yeni projeyi bir gecede kaybeden şirkete verdiler”
Maalesef buraya eklendi. Biz onlara maşalı paşa derdik. Bu şahıs bu olaydan 3 ay sonra askerlikten istifa etmiş ve o rakip firmaya katılmıştır. O DEMO’da başarılı olduk ve bunu yazmadılar. Gece bir uçak gelir iner, otomatik iner diye yazılmadı. O zaman diğer şirket kriterleri karşılayamadı. Ocak 2010’de Savunma Sanayii Başkanlığı Yürütme Kurulu toplandı, bizden 12 adet uçak üretmemiz istendi. İhaleyi kaybeden firmaya proje açıyoruz, 6 tane uçak yapmasını istiyoruz. Yeni projeyi bir gecede kaybeden şirkete verdiler…”
